Arda'nın Sahnesi



Ocak ayının başında blog’un bu ayki konseptini gördüğümden beri (ki değinmeden geçemeyeceğim, olağanüstü olmuş!) benim de bir sahne yazasım vardı, ama ne olduğunu çıkaramamıştım bir türlü. Aralıklarla düşündüm üzerinde, şüphesiz insanın aklına bir sürü alternatif de geliyor; ama olur ya hani, zihninizin gerisinde unuttuğunuz bir şey olduğundan eminsinizdir, aklınıza gelenlerin o şey olmadığından da eminsinizdir, gel gör ki hatırlayamazsınız bir türlü. Benimki de öyleydi işte: emindim gönlümde apayrı yeri olan, çok çok sevdiğim bir siyah-beyaz sahne olduğundan ama ne olduğunu çıkaramamıştım bir türlü. Ta ki yarım saat önce apansızın kafama dank edene dek: “8 ½” daki harem sahnesi!

Hepimizin zihninin içinde en güzel anılarımızı sakladığımız bir sandık var muhakkak, ara ara açıp baktığımız. “8 ½” un kadınlara düşkün baş karakteri Guido’nun ise zihnindeki bu ayrıcalıklı yeri hayatında tanıdığı tüm kadınlara ayırıp, kendi sandığını enikonu bir hareme dönüştürmüş olmasına şaşmamalı. Guido için son derece güzel, sinemasal bakımdan değerlendirildiğinde ise efsane bir fikir! Sahnenin her bir karesinde taşmakta olan enerji bir yana, bu hayal âleminin kırılganlığı ve sonrasında Guido’nun, bu saklı cennetinde ortaya çıkan krizi çözme metodu düşünüldüğünde baş karakterin psikolojik profilini on dakikada seyircinin gözleri önüne sunmasıyla her türlü övgüyü hak ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=pWZmOkDdfAk
  

Arda,


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder