Yumurta



Semih Kaplanoğlu'nun filmlerinde bakışların çok önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum. Kadraj dışına yönelen bakışlar ve karakterlerin nereye baktıklarını görememek, perdedeki görüntüyü bilinmeyene doğru çekiyor ve anlatılana görünenin ötesinde bir anlam ve maneviyat kazandırıyor.

Yumurta'nın açılış sahnesinde de Yusuf'un annesi puslu bir yoldan gelip, yeniden başka bir puslu yolda, sislerin arasında kayboluyor. Kadrajda en belirgin olduğu anda bile bakışları hep ötelerde, görünmeyende. Bence bu sahne, hayatın ve ötesinin ve hatta berisinin muhteşem bir tasviri. Bilinmeyenden gelip, bilinmeyene doğru yönelmek. Ölüme doğru yol almak; ama sonrasını görememek. Yolun en belirgin, en görünen kısmında (ya da öyle sandığımız kısmında) bile bakışların uzaklarda olması, soyut bir anlam barındırması.

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder