Film festivali sonrası büyük bir rehavete kapıldığımı itiraf etmeliyim. Benim için sinemasız ve biraz yoğun geçen bu süre zarfında çok az film izleyebildim ve bloguma da uzunca süre bir şey yazamadım. Bugün izlediğim bir belgesel, sonrasında beni sinema ve müzik ilişkisi üzerine düşünmeye teşvik etti. Merak ettiğim şey müzik performanslarının filmin ve seyircinin üzerinde yarattığı etki. Beyazperdede birini şarkı söylerken görmek filmin gidişatı sırasında çok büyük bir yoğunluk yaratabiliyor. Soundtrack veya arka fon müziğinin çok çok ötesinde bir etki oluşturabiliyor filmlerdeki performanslar. Müzik ve görüntü birlik olarak anlatıyı çok güçlü kılıyor. Ne demek istediğimi sahneler üzerinden anlatarak daha rahat açıklayabileceğimi düşünüyorum. Bir de bu ay, filmlerdeki müzik performans sahnelerine ek olarak çok beğendiğim, adeta bir kısa film gibi oluşturulmuş müzik videoları üzerine de yazmak istiyorum. Görüntü sanatının müzikle kaynaşması üzerine bol bol kafa yoralım bu ay. Sizlerin de müzik performanslı sahnelerinizi ve çok beğendiğiniz video klipler hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.
P.S: Bu ayki temamı belirlememi sağlayan, bana ilham veren belgesel film Documentarist İstanbul Belgesel Günleri'nde izlediğim "My Sweet Canary- Benim Tatlı Kanaryam".
şu an bu posta çok sevindim bilemezsin!
YanıtlaSilyaşasın sahne seçtim ben =)