tag:blogger.com,1999:blog-26689804951474568072024-03-19T06:59:16.279+03:00Sahne Seçtim BenMehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.comBlogger131125tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-23801676346045637262012-01-05T00:00:00.002+02:002012-01-05T00:34:07.495+02:00Bu da Benim Listem<embed flashvars="host=picasaweb.google.com&hl=en_US&feat=flashalbum&RGB=0x000000&feed=https%3A%2F%2Fpicasaweb.google.com%2Fdata%2Ffeed%2Fapi%2Fuser%2Fmehmettanerdemir%2Falbumid%2F5693893836915368913%3Falt%3Drss%26kind%3Dphoto%26hl%3Den_US" height="400" pluginspage="http://www.macromedia.com/go/getflashplayer" src="https://picasaweb.google.com/s/c/bin/slideshow.swf" type="application/x-shockwave-flash" width="600"></embed><br />
<div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Her yıl şu karmaşayı yaşarım, 2011'in en iyi filmleri listesi 2011'de izlediğimiz filmlerden mi oluşmalıdır (Çok geç vizyon yüzü gören 2010 filmleri buna dahil midir?) yoksa ilk kez 2011'de görücüye çıkmış filmlerden mi oluşmalıdır? Nedense bana ikincisi daha mantıklı geliyor.</div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">Ben de kendi çapımda bir ilk 10 hazırladım ve biraz da üzerine birkaç bir şey söylemek istediğim filmlerden bahsetmek istiyorum.<br />
<br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">Önce alt alta sıralı listemi takdim edeyim :)</div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">1- A Seperation</div></div><div><div style="text-align: justify;">2- The Tree of Life</div></div><div><div style="text-align: justify;">3- Midnight In Paris</div></div><div><div style="text-align: justify;">4- We Need To Talk About Kevin</div></div><div><div style="text-align: justify;">5- Melancholia</div></div><div><div style="text-align: justify;">6- Pina</div></div><div><div style="text-align: justify;">7- Neds</div></div><div><div style="text-align: justify;">8- Bir Zamanlar Anadolu'da</div></div><div><div style="text-align: justify;">9- The Kid with a Bike</div></div><div><div style="text-align: justify;">10- Le Havre / Sleeping Sickness</div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">2011'de izlediğim; ama 2010 yapımı filmlerden de Nostalgia For The Light, The Strange Case of Angelica ve Another Year çok sevdiğim filmlerden. Bir de listeme giremeyen; ama iyi ki izledim dediğim filmler var. My Week with Marylin, A Dangerous Method, Miranda July'nin the Future'ı, Roy Sher'in belgeseli "Benim Tatlı Kanaryam" ve İmre Azem'in belgeseli "Ekumenopolis" şu an aklıma gelenler.</div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">Aslında bir de özel bir paragraf açmak istediğim bir film var: The Artist. İzlerken güldüm, eğlendim, komik bir sessiz dönem filmi izlemenin keyfini sürdüm; ama nedense muhteşem bir film diyemiyorum ben The Artist'e. Açıkçası abartıldığını düşünüyorum ve 2011'de bize muhteşem dünyalar ve atmosferler sunan filmlerin yanında cılız kaldığını düşünüyorum. </div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">Bir de maalesef çok büyük beklentilerle izleyip hayal kırıklığına uğradığım filmler vardı 2011'de. En başta "Return" ve "Banishment" filmlerine hayran olduğum Zvyagintsev'in Elena'sı beklentimin çok çok altında kaldı, Özcan Alper'in Gelecek Uzun Sürer'ine de çok büyük bir heyecanla gittim ama o da beklentimin altındaydı. Bir de tabi son olarak her en iyiler listesinde karşıma çıkan The Skin I Live In var. Maalesef ilk kez bir Almodovar filmini sevemedim ben. Almodovar filmlerindeki o karaktere her şeyi yaptırabilen tutku bunda iyi işlenememişti sanki, filmin dallı budaklı hikayesi bu sefer iyi değildi diye düşünmekteyim. (Yorumlarda tartışmalar başlayabilir bence :) )</div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;">Son olarak da hala izleyemediğim ve izlemek için sabırsızlandığım filmlerden bahsedeyim, kim bilir belki ilk 10 listem değişir sonradan. Öncelikle Shame'i merakla bekliyorum. Drive, Moneyball, Carnage, The Descendants, Iron Lady ve J. Edgar... Liste uzar gider, derken 2012'nin filmleri de işin içine girer ve bitmez tükenmez, sınırsız film izleme isteği sürer gider...<br />
<br />
2012'de de 2011'deki kadar iyi filmler izleyebilmek dileğiyle... Yeni yılınız kutlu olsun.<br />
<br />
<br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div><div><div style="text-align: justify;"><br />
</div></div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-48917073056308638612011-12-21T23:45:00.002+02:002011-12-22T00:18:21.426+02:00Melancholia<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEik6T9yI03a4lrM9Z3hNHFZCH-NXKIyon3v_BnfPLg_FssNJ5eOLbYctHTpMZ2VyGwKiPwlwtNRyw3iin44xHm8mU7sHH3U8eaLR9iTrMNpek1E_Y8sCo0F_ECnqTQWZP7T0JlXDXmDQzM/s1600/melancholia.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEik6T9yI03a4lrM9Z3hNHFZCH-NXKIyon3v_BnfPLg_FssNJ5eOLbYctHTpMZ2VyGwKiPwlwtNRyw3iin44xHm8mU7sHH3U8eaLR9iTrMNpek1E_Y8sCo0F_ECnqTQWZP7T0JlXDXmDQzM/s1600/melancholia.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Melancholia, ,benim için 2011'in en çarpıcı filmi. Distopyan bir filmin bu kadar sarsıcı ve yıpratıcı olabileceğini hiç düşünmemiştim açıkçası. Filmin daha henüz başında gösterilen muhteşem kareler, filmin atmosferini o kadar güzel kuruyor ki -güzel derken filmin amacına güzelce hizmet edişinden bahsediyorum, yoksa pek de iç açıcı kareler değil aslında - o malum sona yaklaşışı içinde gibi hissettirerek devam ediyor film. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Filmin ikinci kısmında Justine karakterinin değişen halet-i ruhiyesi çok etkileyiciydi. Filmden seçtiğim sahnelerin de filmin ilk yarısında ve ikinci yarısında (Trier tarafından iki parçada işleniyor film) Justine'in durumunu en iyi betimleyen sahneler olduğunu düşünüyorum. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Filmin ilk yarısında Justine'in küvete giremeyecek kadar bitkin olduğu ve ayağını bile kaldıramadığı sahnede sanki benim de bütün enerjim çekilmiş gibi hissettim. Filmin diğer yarısında Melancholia'nın ışığının Justine'in vücudunu yıkadığı sahne ise bence hem çok estetik ve erotik bir sahneydi, hem de bir nevi ölümle dans edişti sanki.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=wzD0U841LRM">http://www.youtube.com/watch?v=wzD0U841LRM</a> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF_Z7xhPvVgnxIOw7bN3vtYmVy6oQHBjBNUPJv2Vf_RC4Rmk0mrlsbLu-A_ZuO2I9QwtSgfX5DUPdOFg1lYpfD_rD7YiEmtFDCDbpIYMsHTgF6XmP_lTnSwfB6k1AapYk5I10a7J5bPJc/s1600/melanch.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="353" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjF_Z7xhPvVgnxIOw7bN3vtYmVy6oQHBjBNUPJv2Vf_RC4Rmk0mrlsbLu-A_ZuO2I9QwtSgfX5DUPdOFg1lYpfD_rD7YiEmtFDCDbpIYMsHTgF6XmP_lTnSwfB6k1AapYk5I10a7J5bPJc/s640/melanch.jpg" width="640" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-60419186717576728232011-12-21T02:03:00.008+02:002011-12-21T02:21:25.765+02:00My Week with Marilyn<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBWYB1Bdg-Jv-GnEiGDnXYLJEpdaMcOF4Gx_JG4vMWENqLwPXrNRso-6YVrYp3iT-8VZz8GbzV8WPgDmR3x3k69pdtTvHnw_9RQNaKgmKvLQ00PqxTjg929nOsSHXkBjxf8CB2LQZMzr8/s1600/myweekwithmarilyn.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="340" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBWYB1Bdg-Jv-GnEiGDnXYLJEpdaMcOF4Gx_JG4vMWENqLwPXrNRso-6YVrYp3iT-8VZz8GbzV8WPgDmR3x3k69pdtTvHnw_9RQNaKgmKvLQ00PqxTjg929nOsSHXkBjxf8CB2LQZMzr8/s640/myweekwithmarilyn.jpg" width="640" /></a></div><br />
<br />
<div style="text-align: justify;">Sinema tarihinin gelmiş geçmiş en meşhur film yıldızı Marilyn Monroe'nun İngiltere'de film çekimi için bulunduğu bir haftayı anlatan bu filmi merakla bekliyordum ve Randevu Film Festivali'nin seçkisinde bu filmi görür görmez hemen biletimi aldım. Film, Monroe'nun İngiltere'de çekilen filmi The Prince and The Show Girl filminin asistanlarından Colin Clark'ın günlüğünden uyarlanmış ve film Colin'in film setinde Marilyn ile kurduğu ilişkiyi anlatıyor. Sinemanın o şaşaalı dönemini benim gibi çok merak edenlerdenseniz filmin inanılmaz bir atmosferi var ve keyifle izleniyor. Filmin başında acaba Michelle Williams Marilyn Monroe'yu nasıl canlandırdı diye düşünürken Marilyn'in uçaktan indiği sahneyle beraber kendimi büyülenmiş bir şekilde filmin içinde buldum. Marilyn'in o muhteşem star ışığına sahip ve hakimdi Michelle Williams'ın Monroe canlandırması.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Filmin en etkileyici sahneleri Marilyn Monroe'nun çok büyük bir film starı ve hatta bir marka olduğunu aslında kendisinin de bildiğini hissettirdiği sahnelerdi. Marilyn'in aslında kırılgan, sevgiye muhtaç ve yalnız karakterinin bu kadar meşhur ve gözde oluşu ile yarattığı tezat, filmde incelikle işlenmişti.<br />
<br />
Son olarak şunu diyebilirim ki, aslında o dönemi ve Marilyn Monroe'yu böylesi güzel kotarılmış bir filmde izlemek çok keyifliydi; ama bu Marilyn Monroe sonuçta, onu izlemek insanda buruk bir his de bırakmıyor değil.</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=U_tbnTM7zVE">http://www.youtube.com/watch?v=U_tbnTM7zVE</a> </div><div style="text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-48403645475584267782011-12-21T01:31:00.000+02:002011-12-21T01:31:17.459+02:00Esra'nın Filmi The Artist<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUfzS9vQeOoGmrX-L3-X-mQklJKaphJL_9yWhdjnU6lZQFbbs3asPCr483VY2ldlz4vqF31-WHcVKvRVH9eRjbvdFalDKm-FSaRsSpjV9fQmlLeqgzip9w4C0SbpUWZWThgE-Aifs5Mvs/s1600/artst.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiUfzS9vQeOoGmrX-L3-X-mQklJKaphJL_9yWhdjnU6lZQFbbs3asPCr483VY2ldlz4vqF31-WHcVKvRVH9eRjbvdFalDKm-FSaRsSpjV9fQmlLeqgzip9w4C0SbpUWZWThgE-Aifs5Mvs/s400/artst.jpg" width="266" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sahne Seçtim Ben’in Aralık temasına yazmak gerçekten mutlu ediyor beni, önce bunu belirteyim. Tam bir ödül töreni freaki olarak, henüz daha adaylar açıklanmadan bu konsepte yazacağım film aklımdaydı. Fakat hali hazırda SAG ve Golden Globe adayları da açıklanmışken büyük bir hevesle, bu senenin son yarısında izlediğim filmler arasında favorim olan ile alakalı birkaç cümle karalamak güzel olacak.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Sözü fazla uzatmadan filmi ifşa ediyorum; The Artist.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">1920’ler ve 30’lar Hollywood’unda inişe geçen ünlü bir aktör ve bu aktör sayesinde büyük çıkışını yapan bir aktristin temelde basit bir hikaye üzerine kurulmuş olan ilişkisini anlatıyor film. Bu filmi izlemeden hemen önce Midnight In Paris’i izlemiştim ve The Artist’i izledikten sonra vardığım sonuç zamanda geriye gidebilmek için, gece yarısından sonra Paris’in arka sokaklarına gitmeme gerek kalmadığıydı. Sanırım filmi kendim adına en iyi bu cümle ile ifade edebilirim.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Ve de 2011’i geride bırakmaya başladığımız şu günlerde açıklanan SAG ve Golden Globe adayları arasında da en iyi film, en iyi erkek oyuncu (Jean Dujardin) ve en iyi kadın oyuncu (Bérénice Bejo) dallarında aday. Hani hep Golden Globe için Oscar provası derler ya, Oscar’da da yine ana ödüllerde adaylığını koyacağını ve hatta ödülü alacağını düşünüyorum.</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Yazıyı sonlandırmadan geleyim en sevdiğim sahnesine The Artist’in;</span></div><div class="MsoNormal"><span lang="TR">Peppy’nin, George’un ceketiyle aşk yaşadığı an. Peppy bu sahnede henüz çok ünlü değildir ve dönemin en ünlü aktörlerinden George Valentin’e de sırılsıklam aşıktır. Gizlice George’un soyunma odasına girer ve orada George’un ceketine vücut buldurarak bir süre romantizmin doruklarına çıkar.</span></div><div class="MsoNormal">2011 biterken, birkaç aya sahibini bulacak olan en iyi film ödülü Oscar’ını alması kuvvetle muhtemel olan Artist’in fragmanıyla baş başa bırakıyorum sizleri.</div><div class="MsoNormal"><br />
</div><div class="MsoNormal"><span lang="TR"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=O8K9AZcSQJE">http://www.youtube.com/watch?v=O8K9AZcSQJE</a></span></div><br />
Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-51140384404490202872011-12-12T23:38:00.002+02:002011-12-13T12:16:18.630+02:00The Ides of March<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrYhTAUZq06Bu3mo44ChPzzWK0V7jWCEX8FHhMBu8vbdIlraMEqnwuD0rPIeIG7gdKLZohOCZARgh_nbMGwJUWb5sXQ1Djv7nYHHBrpP2yRfOrx7DoF6T1WLmj4c0P6LRLU42qSeZQ7Ek/s1600/the-ides-of-march-poster1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgrYhTAUZq06Bu3mo44ChPzzWK0V7jWCEX8FHhMBu8vbdIlraMEqnwuD0rPIeIG7gdKLZohOCZARgh_nbMGwJUWb5sXQ1Djv7nYHHBrpP2yRfOrx7DoF6T1WLmj4c0P6LRLU42qSeZQ7Ek/s400/the-ides-of-march-poster1.jpg" width="270" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">2011 Oscarları için konuşulan filmlerden biri The Ides of March. Ama nedense bende pek de oscar için yarışabilecek bir film hissiyatı uyandırmadı. Senaryonun çok hızlı geçtiği yerler vardı, stajyer kızın hikayesi zayıftı, en sevdiğim aktörlerden Philip Seymour Hoffman'ın canlandırdığı karakter de aşırı klişeydi bana kalırsa. Filmde oyunculuk adına Ryan Gosling'in çok iyi bir performans sergilediğini söyleyebilirim. Bir de filmin siyasi entrikaları ele alış biçimini sevdiğimi belirtmem gerek. Siyasilerin beyin takımlarının rekabeti ve hileleri; aralarındaki kuşak farkının yarattığı farklılıklar perdede izlemesi keyifli çatışmalar doguruyordu. Filmde pek çok sahnede dikkatimi çeken bir unsur da yüzleşmelerin gerçekleştiği sahnelerde ışığın kullanımıydı. Yüzlerin yarısını aydınlatan ışıklar bu işin içindeki herkesin ikiyüzlülüğünü vurgular cinstendi. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=pV-50ay79mk">http://www.youtube.com/watch?v=pV-50ay79mk</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-91377277966897757212011-12-10T00:53:00.002+02:002011-12-10T01:02:31.306+02:002011'in sonuna yaklaşırken...<div style="text-align: justify;">Artık yavaş yavaş bu yılın filmleri değerlendirilmeye ve ödüller sahiplerini bulmaya başladı. Tahminimce ayın 15'inde Altın Küre adaylarının da açıklanmasıyla bu en'li listeler alıp başını gidecek. Ben de üzerine bir şeyler söylemek istediğim 2011 filmlerinden sahneler seçerek bir seçki oluşturacağım bu ay. Sizlerden de 2011 filmlerinizin sahnelerini bekliyorum. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">P.S: Sight&Sound dergisinin 2011 değerlendirmesine göz atmak isterseniz: </div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.bfi.org.uk/sightandsound/feature/49804" style="text-align: -webkit-auto;">http://www.bfi.org.uk/sightandsound/feature/49804</a><br />
<br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-91672512470390478042011-12-10T00:37:00.002+02:002011-12-10T00:39:50.630+02:00Hangi İnsan Hakları?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNDUsZ7w9ZZETorYxEPIMoR8GpxvliHOsBo5PwQvkRpb2MIfvVdNHtq3u3EfozoupaAsjgaN3KBYjRZR3nZsHsvDvHHZ8ensRux1ACz6fU8qWU4-_yyHoll0x41Bbzl5y2GrjoaCpe-qE/s1600/316086_276923532343345_194067470628952_727755_2112868000_n.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhNDUsZ7w9ZZETorYxEPIMoR8GpxvliHOsBo5PwQvkRpb2MIfvVdNHtq3u3EfozoupaAsjgaN3KBYjRZR3nZsHsvDvHHZ8ensRux1ACz6fU8qWU4-_yyHoll0x41Bbzl5y2GrjoaCpe-qE/s400/316086_276923532343345_194067470628952_727755_2112868000_n.jpg" width="286" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">"Hangi İnsan Hakları?" benim de 2 yıldır ufak bir parçası olduğum Documentarist ekibinin düzenlediği bir film festivali. Bu yılın teması da "Çocuklar ve Hakları". Haftasonu ne izlesek diyenler için yarın -cumartesi- festivalin son günü ve tüm gösterimler ücretsiz. Festivalde gösterilen belgeselleri incelemek ve festival programına göz atmak için:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.documentarist.org/insan2011/home.html">http://www.documentarist.org/insan2011/home.html</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-25388658057547811662011-11-26T02:23:00.001+02:002011-11-26T02:25:12.548+02:00He's Just Not That Into You<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlQuhGmYaDBn0ifLYzbkkU72CcSnbU0euJniGRsUfIPX5oClWT5TqSgoHuKKgOu05A9Vi5oZlp0kOua1jCYt4Tkx_4ssRR8FYViMc1zhX-bqXH4qhx6ZG29UO4cO8t3dXe-YGI0tmVrgs/s1600/Untitled.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="185" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlQuhGmYaDBn0ifLYzbkkU72CcSnbU0euJniGRsUfIPX5oClWT5TqSgoHuKKgOu05A9Vi5oZlp0kOua1jCYt4Tkx_4ssRR8FYViMc1zhX-bqXH4qhx6ZG29UO4cO8t3dXe-YGI0tmVrgs/s400/Untitled.jpg" width="400" /></a></div><div style="text-align: center;"><br />
</div><div style="text-align: center;">"I don't deserve you. That's my favorite one."</div><div style="text-align: center;"><br />
</div> He's Just Not That Into You, k<span class="Apple-style-span" style="text-align: justify;">adın-erkek ilişkileri üzerine kurulu, kalabalık kadrolu, bol Hollywood yıldızlı film furyasından. Filmde karakterler dışında sıradan insanların direk kameraya karşı ilişkilerdeki bahaneler veya yalanlar üzerine konuştukları kısa bölümler var ve onlardan biri oldukça eğlenceli. Resimdeki iki kadın erkeklerin ayrılırken kullandığı klişe sözlerden bahsediyor.</span><br />
<br />
<a href="http://www.youtube.com/watch?v=APdfCXufnOA">http://www.youtube.com/watch?v=APdfCXufnOA</a>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-55634416040431089062011-11-22T13:14:00.000+02:002011-11-22T13:14:34.773+02:007 Kocalı Hürmüz<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1ZP8BTERApDp34GL7C9Q1dvU6Bs7uNRlHL8AB_FGPRySz-VU_2Vw6G1p-xKTYNedRezkJZnjpSs8gD6sIt4wlQ-vSsa25Mmp74_4TIRvu7UAm_TeUW38cSRfJbZA8w74xlZDnZL0xezA/s1600/7kocaliHurmuz.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi1ZP8BTERApDp34GL7C9Q1dvU6Bs7uNRlHL8AB_FGPRySz-VU_2Vw6G1p-xKTYNedRezkJZnjpSs8gD6sIt4wlQ-vSsa25Mmp74_4TIRvu7UAm_TeUW38cSRfJbZA8w74xlZDnZL0xezA/s400/7kocaliHurmuz.jpg" width="281" /></a></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;">Seyirciye dönük Türk filmlerini düşündüğümde aklıma ilk Ezel Akay'ın filmleri geldi. Ezop'tan masallar olarak izlediğimiz filmlerinin sonuncusu 7 Kocalı Hürmüz, belirgin oyunculuklarıyla, tiyatro sahnesine benzeyen dekoruyla ve bol müzikli yapısıyla doğal ve minimal olmanın aksine dışavurumcu ve şaşaalıydı. Ezel Akay'ın da röportajlarında bahsettiği şey filmin batının alışık olduğumuz<span class="Apple-style-span" style="text-align: -webkit-auto;"> anlatım tarzını </span>değil de doğununkini baz aldığı idi. Filmin belki de dördüncü duvarı en bariz yıkan sahnesi, "yalnız kullar" eşliğinde topluca dans edilen sahnede Hürmüz'ün seyirciye göz kırpışı ve ardından kameranın görünmesi idi. </div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.7kocalihurmuz.com/">http://www.7kocalihurmuz.com</a></div><div style="text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-11028500197740612502011-11-19T22:47:00.000+02:002011-11-19T22:47:50.303+02:00Persona<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUwB5iCJy0a-7gxCJfCdg7lsFiSmDCj9k7vhaBwmej32D8uW1KaOcD79aESlx-zvSvkuYg1-p0mjyj7FGHvrKQDhPN86ZAI6T0kYqw8zBNAwXvsLi0Z9myXincpckGGEGxfPhy0blPd3E/s1600/1Persona1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="288" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjUwB5iCJy0a-7gxCJfCdg7lsFiSmDCj9k7vhaBwmej32D8uW1KaOcD79aESlx-zvSvkuYg1-p0mjyj7FGHvrKQDhPN86ZAI6T0kYqw8zBNAwXvsLi0Z9myXincpckGGEGxfPhy0blPd3E/s400/1Persona1.jpg" width="400" /></a></div><div><br />
</div><div><br />
</div>Persona'nın başlangıç sahnesini yazmayı düşündüğüm an filmi yeniden izlemek, film üzerine yeniden bir şeyler okumak istedim. Çünkü her seferinde farklı bir şey görüyorum -veya gördüğümü zannediyorum- ve filmden anladıklarımın kesinliğini biraz daha yitiriyorum. Üzerine o kadar çok eleştiri yazılmış ki ben de bir makale paylaşmak istedim burdan, vaktiniz olursa okuyun derim. (Makalenin dili İngilizce)<div><a href="http://www.ingmarbergman.se/page.asp?guid=1513AE83-F907-4EAD-A7DF-1717C891533C">http://www.ingmarbergman.se/page.asp?guid=1513AE83-F907-4EAD-A7DF-1717C891533C</a></div><div><br />
</div><div>Persona'nın başlangıç sahnesinde küçük çocuğun ekrana dokunduğu sahne, üzerine pek çok şey söylenen bir sahne. Sahne bir yandan çocuğun Elizabeth karakteri ile bağlantısı üzerinden okunuyor; ama diğer yandan da çocuğun dokunduğu resim Elizabeth'in portresi; ama bu resim muğlak bir şekilde Anna'nın görüntüsüne de dönüşüyor.</div><div><br />
</div><div><a href="http://www.youtube.com/watch?v=3rtSjV_gFkw">http://www.youtube.com/watch?v=3rtSjV_gFkw</a></div><div> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-28409028004176953262011-11-18T00:09:00.002+02:002011-11-18T00:13:53.169+02:00Amelie<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNFHcimuspxbCF8kBgGqiUeFFuJaZW3Ij8XIr4q_OfUU37EP4d0ahuYrp9XprwSTE4x5zK-_xTjj2ZBHUfD1nRA0ap-iPqpMPkdwFSm0vSKDK65oa9bCTP-iRK8Yg9YKoXgr3JBAqgLxI/s1600/amelie.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiNFHcimuspxbCF8kBgGqiUeFFuJaZW3Ij8XIr4q_OfUU37EP4d0ahuYrp9XprwSTE4x5zK-_xTjj2ZBHUfD1nRA0ap-iPqpMPkdwFSm0vSKDK65oa9bCTP-iRK8Yg9YKoXgr3JBAqgLxI/s1600/amelie.jpg" /></a></div><br />
<br />
Amelie, sinemada film izlerken kimsenin dikkatini çekmeyen küçük detayları fark etmeyi sevdiğini ve eski Amerikan filmlerinde şoförlerin araba sürerken yola bakmamalarını sevmediğini anlatırken...<br />
<div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Amelie insanı mutlu kılan, sinemanın o iyileştirici efsununu sunan filmlerden biri. Benim de en favori filmlerimden... Amelie o kadar güçlü bir karakter ki yarattığı o muhteşem dünyanın varlığına inanmaktan ve o dünyaya dahil olmaktan başka bir çare bırakmıyor :) Ee ne de olsa bir enginar bile bir kalbe sahiptir!</div><div style="text-align: justify;"> </div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=sECzJY07oK4" style="text-align: -webkit-auto;">http://www.youtube.com/watch?v=sECzJY07oK4</a></div><div style="text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-83083104132569179942011-11-16T18:29:00.002+02:002011-11-16T18:32:26.812+02:00A Cock and Bull Story<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_VFOOlYsrSB1pD4BeJ7kc_9IO0HZdmGvuIYCh2XFmal41Zg9nNBK28ulp9J9cZxnyjp47Yn9_DjLStx3ImG7RoM39biSJ7RUVul7WULdUGjd7xh96vRMUx1qDivTlkFMpZNnl4EM1Y5s/s1600/Untitled.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="235" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh_VFOOlYsrSB1pD4BeJ7kc_9IO0HZdmGvuIYCh2XFmal41Zg9nNBK28ulp9J9cZxnyjp47Yn9_DjLStx3ImG7RoM39biSJ7RUVul7WULdUGjd7xh96vRMUx1qDivTlkFMpZNnl4EM1Y5s/s400/Untitled.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">A Cock and Bull Story, 2006 İstanbul Film Festivali'nde yabancı film dalında Altın Lale'yi kazanan film. Festivalle tanıştığım yıl, Emek Sineması'nda bu filmi izlerken bir yandan güldüğümü bir yandan da "bu nasıl bir film, değişikmiş" dediğimi hatırlıyorum :) </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Film, bir romandan uyarlama ve filmin yönetmeni, The Killer Inside Me'nin de yönetmeni olan Michael Winterbottom. Resimde gördüğünüz sahnede de <span class="Apple-style-span" style="text-align: -webkit-auto;">filmin içindeki filmin başrol oyuncusu (doğal olarak filmin de başrol oyuncusu) </span>"bakın film içinde film çekiyoruz, bunu da size anlatıyoruz" dercesine bizlere rolünden bahsediyor. Film hakkında daha detaylı bilgi edinmek ve fragmanını izlemek isterseniz:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.imdb.com/title/tt0423409/">http://www.imdb.com/title/tt0423409/</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-31458568419100814812011-11-14T14:15:00.000+02:002011-11-14T14:15:55.776+02:00Funny Games<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfFVdv3fowT8Mh374zrcZk_Nmt6z1H7rCR29LusOCiQlbKxNh5qUEeJDPkidDN6CY0cB4hcljtJ9kmg4-aIBSLBLQWZplbowRFmM5uS-9mBMjP0s_0U4bjhKBxC1Q6_zNkfL9aBfjpfmw/s1600/fg.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="203" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhfFVdv3fowT8Mh374zrcZk_Nmt6z1H7rCR29LusOCiQlbKxNh5qUEeJDPkidDN6CY0cB4hcljtJ9kmg4-aIBSLBLQWZplbowRFmM5uS-9mBMjP0s_0U4bjhKBxC1Q6_zNkfL9aBfjpfmw/s320/fg.jpg" width="320" /></a></div><br />
<div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Sinemada şiddet üzerine konuşulduğu zaman es geçilemeyecek filmlerden biri Funny Games. Filmin 1997 Avusturya yapımı ve bir de Amerikalılar izlesin diye yeniden İngilizce çekilmiş 2008 yapımı mevcut. Film sinemada alışık olduğumuz şiddet ve gerilim unsurlarıyla seyirciyi delirtecek derecede oynuyor. Tabi bunu yaparken seyirciyi ti'ye almaktan, seyirciyle dalga geçmekten de geri kalmıyor. Filmin dördüncü duvarı yıkan sahnelerinden birinde de Anna'yı köpeği bulması için yönlendiren Paul kameraya dönüp göz kırpıyor. Bu sahneyi izlerken afalladığımı hatırlıyorum. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=rzpzpe_8gHQ">http://www.youtube.com/watch?v=rzpzpe_8gHQ</a></div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Film boyunca Haneke'nin bizi maruz bıraktığı anlamsızlaşan ve saçmalaşan şiddet, filmden sonra üzerine düşündükçe beyninizi kemirebilir. Benden uyarması... </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-13142176549809868252011-11-10T23:20:00.000+02:002011-11-10T23:20:27.138+02:00Epey Bir Zaman Sonra<div style="text-align: justify;">Çook çok uzun bir süreden sonra yeniden merhaba. Epey bir zaman geçti yazmayalı ve nasıl başlayacağımı da bilemedim açıkçası bu kadar aydan sonra. Bu süre zarfında "neden yazmıyorsun, yazacak film mi kalmadı, blogunu kapattın mı" gibi sorulara pek net cevaplar veremesem de "ama artık yeter, yaz artık" diyerek kendi kendime çıkışınca güzel bir konsept arayışına girdim. Galiba içime sinen bir temam var artık. Bu ay "dördüncü duvarı yıkan" sahneler olacak blogumda. Seyirciyle beyazperde arasında olduğu hayal edilen o dördüncü duvarı yok sayıp karakterlerin bize hitap ettiği sahneler... </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">Aklınıza ilk Woody Allen fılmleri veya Funny Games geliyorsa bence başlamaya hazırız :)</div><div style="text-align: justify;">Sizlerden de sahnelerinizi bekliyorum bu ay.</div><div style="text-align: justify;">Sevgiler,</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-6923008565309048912011-06-12T15:21:00.000+03:002011-06-12T15:21:01.823+03:00Gönül Yarası<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIoE9Ab6pOA4PlY1mwKLlF49xFUnZbmz4NLGHgt-xoHoXIw8rytBH5hqxXB3o0h2XyXSkc5AGT0L0iMOIPfE-PM-xEKcZ0eoUzvihMQ7ZmqGLgZDe_LZULZOArgXn3BfqFOqbkcIZbkoI/s1600/Untitled.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="223" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIoE9Ab6pOA4PlY1mwKLlF49xFUnZbmz4NLGHgt-xoHoXIw8rytBH5hqxXB3o0h2XyXSkc5AGT0L0iMOIPfE-PM-xEKcZ0eoUzvihMQ7ZmqGLgZDe_LZULZOArgXn3BfqFOqbkcIZbkoI/s400/Untitled.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Gönül Yarası'nın en güzel sahnesidir benim için. Dünya'yı bir türkü bara götürür Nazım ve orada Aynur'un muhteşem sesiyle mest olur Dünya. Gözyaşlarını tutamaz şarkıyı dinlerken. Nazım, Kürtçe bilmediği halde şarkıya ağlayan Dünya'ya şaşırır; ama bu şarkıya ağlamak için Kürtçe bilmek mi gerekir? </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=LP2qdI4_1_c">http://www.youtube.com/watch?v=LP2qdI4_1_c</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-86075975709661660852011-06-06T02:45:00.002+03:002011-06-06T02:54:25.399+03:00Benim Tatlı Kanaryam - My Sweet Canary<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjixQWFl-Pu_GKpiQ-jtq-N5tNGibjVMZLqJ2FLYJi8cJa2WKzpLtJF2L4mp1pUKI8OlCHDQadkGzfhnPD03wowpnzOGZiWSzI9fnNkwMS5WagHxsV8EurLkkTYGx75Pv9isMlmPNr02Gk/s1600/my-sweet-canary.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="300" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjixQWFl-Pu_GKpiQ-jtq-N5tNGibjVMZLqJ2FLYJi8cJa2WKzpLtJF2L4mp1pUKI8OlCHDQadkGzfhnPD03wowpnzOGZiWSzI9fnNkwMS5WagHxsV8EurLkkTYGx75Pv9isMlmPNr02Gk/s400/my-sweet-canary.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Benim Tatlı Kanaryam, rembetiko müziğin divası Roza Eskenazi'nin hayatını ve şarkılarını anlatan bir belgesel. Rembetiko müziğin ne olduğunu belgesel esnasında öğrenmem ve bu kadar yakınımdaki bu müzik türünü bu kadar geç anlamış olmam çok şaşırttı beni. Çadırımın Üstüne, Aman Doktor, İzmir'in Kavakları rembetiko müzik türünün şarkıları mesela. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Filmin enterasan yanı Roza Eskenazi'nin peşine düşen yönetmenin yolculuğuna 3 sanatçıyı da dahil etmesi. Yunan, Türk ve de bir İsrailli sanatçı ile Roza'nın izini sürmeye başlıyor yönetmen. Roza'nın müziğini etkileyen üç kültürün de insanlarıyla ilerliyor film. Yönetmenin elinde Roza'nın müzik kayıtları olmasına rağmen bu yorumcuların rembetiko performanslarını da izliyoruz belgesel boyunca. İşte bu noktada ben bu performansların yönetmenin anlatmak istediğine çok büyük bir katkıda bulunduğunu düşündüm belgesel boyunca. Roza'nın pek çok şarkısının, bu 3 sanatçının ve diğer konuk sanatçıların canlı müzik performansları ile sunuluşu, paylaşılan ve ortak bir kültür olan çok sesli bu müziğin anlaşılırlığını arttırıyordu. Müzisyenleri ve yorumcuları dinledikçe, onları sahnede izledikçe Roza'nın müziği daha güçlü bir anlatıma kavuşuyordu.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=MSKwVDQe-h4">http://www.youtube.com/watch?v=MSKwVDQe-h4</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-55658238601654910122011-06-06T01:18:00.006+03:002011-06-06T01:42:18.122+03:00Müzikli Geri Dönüş<div style="text-align: justify;">Film festivali sonrası büyük bir rehavete kapıldığımı itiraf etmeliyim. Benim için sinemasız ve biraz yoğun geçen bu süre zarfında çok az film izleyebildim ve bloguma da uzunca süre bir şey yazamadım. Bugün izlediğim bir belgesel, sonrasında beni sinema ve müzik ilişkisi üzerine düşünmeye teşvik etti. Merak ettiğim şey müzik performanslarının filmin ve seyircinin üzerinde yarattığı etki. Beyazperdede birini şarkı söylerken görmek filmin gidişatı sırasında çok büyük bir yoğunluk yaratabiliyor. Soundtrack veya arka fon müziğinin çok çok ötesinde bir etki oluşturabiliyor filmlerdeki performanslar. Müzik ve görüntü birlik olarak anlatıyı çok güçlü kılıyor. Ne demek istediğimi sahneler üzerinden anlatarak daha rahat açıklayabileceğimi düşünüyorum. Bir de bu ay, filmlerdeki müzik performans sahnelerine ek olarak çok beğendiğim, adeta bir kısa film gibi oluşturulmuş müzik videoları üzerine de yazmak istiyorum. Görüntü sanatının müzikle kaynaşması üzerine bol bol kafa yoralım bu ay. Sizlerin de müzik performanslı sahnelerinizi ve çok beğendiğiniz video klipler hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum. </div><div style="text-align: justify;"><br />
</div><div style="text-align: justify;">P.S: Bu ayki temamı belirlememi sağlayan, bana ilham veren belgesel film Documentarist İstanbul Belgesel Günleri'nde izlediğim "My Sweet Canary- Benim Tatlı Kanaryam".</div><div style="text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-82988659407047208842011-05-01T13:41:00.003+03:002011-05-01T15:14:25.312+03:00NEDS - Serseriler<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRLLMOIalCLf5vwQ_GGuyEOqr0qT3AbdagoTVtYRzImr9MnszQNwYWvUjdhATGm-DeUGr7_K87jEcljWli22aDKyrIXNU1CEW0FegUJHLXs13bt7SAHN5BVhTri6hMSYMoYU99MqW60OY/s1600/neds1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="292" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhRLLMOIalCLf5vwQ_GGuyEOqr0qT3AbdagoTVtYRzImr9MnszQNwYWvUjdhATGm-DeUGr7_K87jEcljWli22aDKyrIXNU1CEW0FegUJHLXs13bt7SAHN5BVhTri6hMSYMoYU99MqW60OY/s400/neds1.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Üzerine birkaç bir şey yazmak istediğim, festivalin iyi filmlerinden biri de Neds'ti. Film, çok çalışkan ve örnek öğrenci John McGill'in büyüdükçe okuldan kopuşunu ve mahallede serserilik yapan bir gruba dahil oluşunu anlatıyor. Filmi izlerken napsın şimdi bu çocuk bu sosyo-ekonomik koşullar altında dedim durdum. Orta sınıfın "İyi bir gelecek için eğitim şart!" inanışını sorgulatan, olay örgüsü başarıyla kurulmuş bir film Neds. John'un evde her daim sorun çıkaran babasını izlediği sahne de filmde en çok etkilendiğim sahneydi.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=kr7Opycx_yY">http://www.youtube.com/watch?v=kr7Opycx_yY</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-42071620725686384882011-04-30T14:29:00.006+03:002011-04-30T15:42:00.204+03:00Nostalgie de la lumière - Işığa Özlem<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieWcoEs6tAqDx2KgTzquFduIgm5iKSchfLuFxTdA_j-5zVT_4YUiIxl3qN0Y3b_BrVocSZhpNOML2PDVeiy2m6_Kpylkt6u70ZbrEoNzn-Iu0RrBnxyQO8a_9Z5p2UgtVXJYiZB20Nv50/s1600/2014632125.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="400" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEieWcoEs6tAqDx2KgTzquFduIgm5iKSchfLuFxTdA_j-5zVT_4YUiIxl3qN0Y3b_BrVocSZhpNOML2PDVeiy2m6_Kpylkt6u70ZbrEoNzn-Iu0RrBnxyQO8a_9Z5p2UgtVXJYiZB20Nv50/s400/2014632125.jpg" width="302" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Şili'de bulunan Atacama çölü dünyada nemin olmadığı tek bölge. Astronomi ve arkeoloji çalışmaları için de dünyadaki en elverişli yerlerden biri. Dünyanın ve kainatın nasıl oluştuğunu, insanlığın nereden geldiğini araştıranlara mesken olan bu çölde, geçmişle derdi olanlar sadece bilimadamları değil maalesef. Şili'nin yakın tarihindeki askeri darbede katledilen binlerce kişinin cesedi de bu çöle gömülmüş ve ölenlerin yakınları da yıllardır bu çölde kayıplarının cansız bedenlerine ulaşmaya çalışıyor. Bir yanda dev teleskoplarla milyonlarca, milyarlarca yıl öncesindeki geçmişi araştıran bilimadamları, bir yandan Şili'nin yüzleşemediği yakın tarihinin kanıtlarını arayan Şilililer... Herkesin bu çölde buluştuğu ortak bir amaç var, o da "geçmişin izlerine ulaşmak". </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Işığa Özlem, son bir-iki yılda izlediğim en iyi belgeseldi diyebilirim. Atacama çölünün şahidi olduğu tüm bu olan biteni muhteşem bir anlatım tarzı ile izlemek çok etkileyiciydi. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=7FvhsYCkcN8">http://www.youtube.com/watch?v=7FvhsYCkcN8</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-45645064899144191992011-04-29T20:47:00.002+03:002011-04-29T23:07:46.759+03:00La Vida Util<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3VQKkN4eNAioV_ziXVaXVXAK3iFvbMWuxPFjmVSNwni37t9LXJXsiib-N4qm-shyphenhyphenG-SisbriCgoGzMI3Is6aSdsxOJ2EiBt4xgFtPwdpwLCFuVLHFoB-YhvvRFPNjccmB9Rz_tEE1tiw/s1600/La-vida-util+%25281%2529.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="333" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3VQKkN4eNAioV_ziXVaXVXAK3iFvbMWuxPFjmVSNwni37t9LXJXsiib-N4qm-shyphenhyphenG-SisbriCgoGzMI3Is6aSdsxOJ2EiBt4xgFtPwdpwLCFuVLHFoB-YhvvRFPNjccmB9Rz_tEE1tiw/s400/La-vida-util+%25281%2529.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">25 yıldır bir sinematekte çalışan Jorge'un, bu sinemateğin kapatılması ile işsiz kalışını anlatan bir film La Vida Utile. Yıllardır sinemayla yatıp kalkan, beyazperdenin ışığı ile yaşayan Jorge'un, dışarıdaki hayata, güneş ışığına çıkışı ile yaşadığı değişiklik anlatılıyor filmde. Tabi bu alışık olmadığı düzene geçişinde de Jorge'a en çok yardımcı olan şey yine sinema :) Resimdeki sahne Jorge'un şaşkınlığını ve duraksamasını çok güzel betimleyen bir sahne.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=aEj_hTd_Bkw">http://www.youtube.com/watch?v=aEj_hTd_Bkw</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-82300470850283801582011-04-29T20:18:00.001+03:002011-04-29T20:20:45.849+03:00Hanyo-Hizmetçi<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7oExU3OiTP_7lMi5mATylAbbxRfGlRUeydYs0xDa5VVmUnMPK5dJW563O2L-DYAwCqYJoDVk1H_43bs-2hRKGNtG0qspiAwGZqz7Cgyzx8WZdX-qbswyl0PpJjEXpg9_M4faOQY-w-Ts/s1600/Untitled.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg7oExU3OiTP_7lMi5mATylAbbxRfGlRUeydYs0xDa5VVmUnMPK5dJW563O2L-DYAwCqYJoDVk1H_43bs-2hRKGNtG0qspiAwGZqz7Cgyzx8WZdX-qbswyl0PpJjEXpg9_M4faOQY-w-Ts/s1600/Untitled.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Eve yeni gelen hizmetçinin evin aşırı zengin işadamı beyefendisi ile münasebetini anlatan Hanyo, yer yer gerilim, yer yer dram ve yer yer erotizm içeren, aşırı estetize edilmiş sahnelerden oluşan bir film. Bunun yaratılmasında filmde mekan olarak kullanılan devasa malikanenin zerafetinin ve derinliğinin etkisinin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Mekan kullanımının çok başarılı olduğunu düşündüğüm sahnelerden birini de yukarıda görebilirsiniz. İşadamını, karısını ve hizmetçiyi aynı kadrajda gördüğümüz bu sahnede kapının kadınlar üzerinde yarattığı sınırlar ve adamın kadrajın merkezinde konumlandırılıp her iki kadının sınırlarının ötesinde, hükmeder bir pozisyonda bulunuşunun etkili bir sahne olduğunu düşünüyorum.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=VEWSwZgJJ4Y">http://www.youtube.com/watch?v=VEWSwZgJJ4Y</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-78791641688044972012011-04-28T16:27:00.001+03:002011-04-28T16:29:03.962+03:00Passione<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0Bvxb1zYOJ0FcY5LMrTvgC0FVlDncVkNX_MFltpdsNC4qXOC6_2637mdo6k7zIrTFy1mMJi42J7KWZarE-xe6iS_wZSelAIH01K3ifftafjxB5hu2DifjebO3SXMDBr0uyXs9thAo88k/s1600/passn.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" height="266" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh0Bvxb1zYOJ0FcY5LMrTvgC0FVlDncVkNX_MFltpdsNC4qXOC6_2637mdo6k7zIrTFy1mMJi42J7KWZarE-xe6iS_wZSelAIH01K3ifftafjxB5hu2DifjebO3SXMDBr0uyXs9thAo88k/s400/passn.jpg" width="400" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">John Turturro'yu Big Lebowski'deki Jesus olarak hatırlarsınız belki. Benim en çok sevdiğim komedilerden Romance&Cigarettes'in de yönetmenidir ayrıca. Bu festivalde de Napoli müzikleri üzerine bir filmi vardı kendisinin. Passione çok yüksek bir tempoyla. çok güzel müziklerle başladı; ama maalesef ortalarından sonra temposunu kaybetti. Akdeniz insanının sıcakkanlılığı ve Napoli insanının müzik aşkı da yer yer kurtaramadı filmi. Filmin Napoli'den görüntülerle başlayan ilk sahnesini izlemek isterseniz:</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=M2YXfu2ov_I&feature=BFa&list=PLD4A34947DCFA01AA&index=1">http://www.youtube.com/watch?v=M2YXfu2ov_I&feature=BFa&list=PLD4A34947DCFA01AA&index=1</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-14969145309146666332011-04-28T11:21:00.005+03:002011-04-28T11:24:50.876+03:00Nader and Simin, A Separation<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPWrMtWdL7vqYHtML7GdubSApESPHKUX3344AZ-suZ6fe5HIsupKRXhshoWB94XL1n5SUmkujQlmPoieU7IDKh5OgsZwmOzuTC-Z4H75dGB9ZMCGIThBKJm0Uni5ndOIIEvBqvOkUuRHI/s1600/Nader-and-Simin-400a.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiPWrMtWdL7vqYHtML7GdubSApESPHKUX3344AZ-suZ6fe5HIsupKRXhshoWB94XL1n5SUmkujQlmPoieU7IDKh5OgsZwmOzuTC-Z4H75dGB9ZMCGIThBKJm0Uni5ndOIIEvBqvOkUuRHI/s1600/Nader-and-Simin-400a.jpg" /></span></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"></div><div class="separator" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;"><span style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;">Bir Ayrılık, festivalin merakla beklenen filmlerinden biriydi ve benim de festival boyunca izlediğim filmler arasında en iyisi, adeta kusursuz olanıydı. Film bittiğinde böyle olağanüstü bir senaryo nasıl yazılır ve bir hikaye nasıl bu kadar muhteşem anlatılır diye düşünmekten kendimi alamadım. "Kurgu bir filmi nasıl vezir eder, başarılı oyunculuklar bir filme neler katar ve içerik bir film için ne kadar önemlidir"... Tüm bunları gözlemleme fırsatı buldum bu filmi izlerken. <o:p></o:p></span></div><div class="separator" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;"><span style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;">İran'ın adalet ve yargı sistemini, varlıklı sınıfın ve alt sınıfın ilişkisini, çatışmasını; evliliğin dinamiklerini, ailede kadın, erkek, yaşlı veya çocuk olmanın rollerini ve beklentilerini incelikle işleyen bir film Bir Ayrılık. Beni can evimden vurduğu nokta ise insan olmanın belki de en temel özelliklerini ve güdülerini ele alış biçimindeki doğallık ve gerçekçilikti. <o:p></o:p></span></div><div class="separator" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span></div><div class="separator" style="margin-bottom: .0001pt; margin: 0in; text-align: justify;"><span style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;">Bir Ayrılık'tan seçtiğim sahne filmin henüz başında, Nader ve Simin'in ayrılmak için çıktıkları mahkemede yargıç karşısında tartıştıkları sahne. Nader ve Simin'in karakterlerini anlaşılır kılan ve evliliklerindeki sorunları detaylıca gözler önüne seren bu sahne filme çok hızlı bir şekilde bağlanmanızı sağlıyor.<o:p></o:p></span></div><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;"><br />
</span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><span class="Apple-style-span" style="color: #cccccc; font-family: Verdana, sans-serif;">P.S: Bir Ayrılık 27 Mayısta vizyona giriyor.</span></div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-61770648960716735822011-04-22T14:41:00.001+03:002011-04-22T14:42:11.167+03:00Rabbit Hole<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg9OKquG9lpamCDM-6nbWtza5VUCvH-naxBWorOJdFKCC03Na7ISswngB9ke-2Kpc_Ej34Y8X-lznIQWxFSF6vh_mvTwxFhx_qYCme6RoK_sts1B9HWn6zmTlVRypCRHCXXraMrqjnuP8/s1600/rabbit+hole.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgg9OKquG9lpamCDM-6nbWtza5VUCvH-naxBWorOJdFKCC03Na7ISswngB9ke-2Kpc_Ej34Y8X-lznIQWxFSF6vh_mvTwxFhx_qYCme6RoK_sts1B9HWn6zmTlVRypCRHCXXraMrqjnuP8/s1600/rabbit+hole.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Çocuklarını kaybetmiş ailelerin katıldığı grup terapisinde bir kadının "Tanrının bir meleğe daha ihtiyacı vardı ve kızımızı yanına aldı"yorumuna katlanayamayan Becca'nın "Neden sadece bir melek daha yaratmadı, yani o Tanrı, neden kendine sadece bir tane melek daha yaratmadı?" diyip terapiye daha fazla tahammül edememesi Rabbit Hole'ün en çok etkilendiğim sahnesiydi.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=K9iJH2P96dM">http://www.youtube.com/watch?v=K9iJH2P96dM</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2668980495147456807.post-11555631465602721562011-04-20T02:14:00.005+03:002011-04-20T02:19:52.539+03:00Angelica'nın Tuhaf Vakası<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQRI-nQWqHgKFUVizpxYjZtJR10APNsnbfZbRvwEBgfpF9dEXSTWxesACkOZp8XtUEcQ1lEzn8roj4MbtLKFn3NgFRzyIsVPBaXgTUkQtix39yxZ2l1Uz9Dc02HEQeSIDpmvau82yVM6s/s1600/the-strange-case-of-angelica_Blog.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhQRI-nQWqHgKFUVizpxYjZtJR10APNsnbfZbRvwEBgfpF9dEXSTWxesACkOZp8XtUEcQ1lEzn8roj4MbtLKFn3NgFRzyIsVPBaXgTUkQtix39yxZ2l1Uz9Dc02HEQeSIDpmvau82yVM6s/s1600/the-strange-case-of-angelica_Blog.jpg" /></a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"> </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Etrafımdaki izleyicilerin absürd ve biraz fantastik bulduğu bu film (Beraber izlediğim arkadaşımın film hakkındaki düşüncesi: "Saçma bir filmdi") beni festivalde en çok etkileyen filmlerden biri oldu. Ölmüş Angelica'nın resimlerini çekerken ona aşık olan Isaac'ın, sonrasında fotoğraf makinesinden gördükleriyle, Angelica'nın hayaliyle, ruhuyla ve aşkıyla kafası iyice karışıyor. Filmin benim için oldukça orjinal ve muhteşem finaliyle beni masalsı bir maceraya sürüklediğini, sinemada ölüm ve aşk temaları üzerine kafamı bir güzel yorduğunu ve ufkumu genişlettiğini, tüm bunları da nostaljik ve naif sahneleriyle, piyano eşliğinde güzelce yaptığını belirtmeliyim.</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">Isaac Angelica'nın resimlerini çekerken odanın ambiyansı, kocaman avizenin yaydığı ışık ve de boylu boyunca uzanan Angelica, filmin en muhteşem sahnesini oluşturuyordu bence. </div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><a href="http://www.youtube.com/watch?v=GVwnpN8HRA4">http://www.youtube.com/watch?v=GVwnpN8HRA4</a></div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;">P.S: Filmin yönetmeni 101 yaşındaki Portekizli Manoel de Oliveira</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"><br />
</div><div class="separator" style="clear: both; text-align: justify;"> </div>Mehmethttp://www.blogger.com/profile/08357040750255434127noreply@blogger.com1